her şey bir tebessüm ile başladı..
O adam geldi ve tebessüm etti, sonra yine tebessüm etti ve üç yıl böylece devam etti. üç yıl sonra terk ettim onu ama bu sefer onun gibi onlarcası ile göz göze geldim. biri torunum dedi kimisi evladım diye sevdi dört yıl boyunca ve sonrasında onlarla meslektaş oluverdim. Belki benim bunca huzuruma vesile olan o insanları bugün arayamadım: nedense yüz bulamadım kendimde: karga suratlı bi herifi ne yapsalardı!
yer yer tebessüm, yer yer hüzünler salkımı üzüm
Adamkarga mesleğini ortaya dökmüş bulunsada bunu ve hatta başlıkta yapmaya çalıştığı soğuk kafiye denemesini hoş görmenizi rica ediyoruz.. Aslında bu blogda sizden çokca fazla şeyler rica ediyoruz ama sonumuz nereye varır bilebiliyor değilim. Neyse konumuz bu olmasa gerekti.. öğretmenlik diyorduk. Bana her zaman olmasa da zaman zaman tebessüm veren bi meslek; tebessüm bi kez geldiğinde sizi sarhoş ediyor ama ardına keskin bir acıyı da eklemeyi unutmuyor. Zor ve meşakkatli bir meslek: kolay diyenlere, bilmem şu kadar tatil yapıyorlar diyenlere, şuncacık saat çalışıyor diyenlere kızamıyorum; temellerinde öğretmenlerinden pek edeb alamamış insanlardandırlar diyerek öğretmenlerine üzülüyorum; ne sıkıntılar yaşattılar kim bilir, ara ara tebessümüne de vesile olabilmişlerdir umarım.
iki yılımın en güzel hediyesi
Hediye almamız yasak olsada onları kıramıyor ve kabul ediyoruz: kantinde satılan bi liralık yapay günller veya elli kuruşluk kalemler ile dolmuştu dolabım bi önceki yıl.. Bu yıl birkaç hediyem vardı sadece ki aralarında birisi dünyalara bedeldi: bu yazının gak!lanmasının temel amacı da bu hediyedir. Seyran ettiğiniz fotoğraftaki ip ile parşömen misali bağlanmış bir kağıtta yazan güzel sözler.. Ah ah! Ara ara pişman olsam da böylesi şeyler beni yeniden hayata bağlıyor. Buyrun işte o kağıtta yazanlar:
Seviyorsunuz galiba bizi, sakın aratmayın ha kendinizi. Dünyada bir ilk mani yazalım dedik, iki büklüm olup geri geldik. O kadar çok özellikle rekor kitabına sığmıyorsunuz, o kadar çok mükemmellikle yüreğimizde durmuyorsunuz. Anlattığınız hikâyeler mi, öğrettiğiniz şeyler mi hangisini seçelim, bence en çok sizi. İyi olan kazansın dediğinizi mi yoksa bize dua ettiğinizi mi sayalım. Siz daima yanımızda olun da gerisi lay lay lom.
Böyleyken böyle işte bre ademler! Bunları yazan yedinci sınıfa giden bi öğrencimdi. Bunun yanı sıra nice tebessümler aldım gün boyu. Sanırım bunca tebessüm bana uzun bi süre için yeterli olacaktır. Gider ayak sizlerle şu türküyü de paylaşayım ki merakınızda kalmasın emi 😉
Bir yanıt yazın