Telebişey Vardı Hani!?

Blog yazma sıklığımı artırabilmek adına, düzenli yazan blogger ziyaretlerine başladım. Bu ziyaretler beni hayli çalışkan iki kişi ile tanıştırdı: Edischar ve Taha. Düzenli olarak etkinlikler yapan ve blog yazarları arasında etkileşimi artırabilmek için çabalayan… Son projelerinin adını ve içeriğini oldukça sevdim: Ağaç Ev Sohbetleri. Onlara dahil olabilmek adına her hafta belirledikleri bir soruya cevap yazacağım: Televizyon izliyor musunuz? İzliyorsanız veya izlemiyorsanız sebebi nedir?

Nereye bakacağım ben şimdi?

Eskiden pencereden sokağa bakardık. Sokağa bakan diğer komşular vardı, laflardık zaman geçerdi. Şimdi kimse sokağa bakmıyor ki. Herkes içeride televizyona bakıyor… Ben şimdi tek başıma nereye bakacağım?

Bana Bi Şeyhler Oluyor, Yılmaz Erdoğan

Yılmaz Erdoğan’ın Bana bi Şeyhler Oluyor oyunundaki veryansın ile gak!lıyorum. Fakat 2000li yılların başında yazılan bu sözler günümüz için genel bir geçerliliğe sahip değil. Artık insanları sokağa baktırmayan şey telebişeyden çok internet ve getirileri/götürüleri. Ama konumuz elbette ki telebişey(!)

Benim için ilk televizyon, babamın açık öğretim derslerini izleyebilmek için aldığı kırmızı küçük bir kutuydu. Ara ara evimize gelen teyzemin, gecenin karanlığında, annemin çeyiz sandığının üstüne kurulmuş kutudan gizlice izlediği filmleri ben de kapının önünden gizlice izlerdim. Bu iki gizlilik ancak birkaç kez yaşandığı için o kutu çok ilgimi çekemedi. Çok sıkıcıydı. Babam her açtığında ders anlatan bir adam vardı. Sustuğunda da ekran kararırdı zaten. Ama ne zamanki büyümeye başladım ve akranlarımdan çizgi film denilen şeyin varlığını öğrendim, işte o zaman o kutu, gözümde öyle büyüdü ve yüceldi ki. İşte tam da bu sırada babam askere gitti, biz de anne köyüne, büyülü kutudan uzaklara.

Yaklaşık bir saatim bu görseli bulmakla geçti. Babamı aradım, o kırmızı televizyonun marka ve modelini, şeklini sordum. Hatırladığı kadarıyla internetten ufak bir araştırma ile bu görseli hazırladım 🙂 İşte bu yüzden sık yazı yazamıyorum.

Çizgi filmler o zamandan bu yana hâlâ büyüleyici unsur benim için. Ama yıllardır hayatımda televizyon yok. Ülkemiz insanının başta sosyallik olmak üzere kültürel birçok ögesini talan ettiğine inanıyorum. Faydalı kullanılabilecek bir yanını göremiyorum. İnternet de bu yozlaşmaya birebir destek oluyor ama en azından birisinin faydalı olabilme ihtimali daha yüksek.

Peki hiç mi televizyon ve ürünleri yok hayatımda? Elbette var ama hayli eski ürünler bunlar. Son yıllarda çıkan hiç bir dizi yada programı izlemiyorum. Netflix, BluTv gibi güncel platformlarda konusu ilgi alanıma giren onlarca dizi olmasına ve bunları izlemeye kendimi ara ara zorlamama rağmen bir türlü izleyemiyorum, içimden gelmiyor. Doctor Who’dan sonrasında güncel hiç bir dizi izlemedim. Eski ve bana samimi gelen şeyler var. Bunları durmaksızın izlerim, bir ses olur o diziler de sadece.. arkada çalarlar ben işimi yaparken. 7 Numara, bu günlerde yeniden izlemeye başladım, hatta şuan yedinci bölümdeyim. Haydar, arkadaşı için Armağan’la konuşmaya gidiyor ve “Sıfır bir değer değildir.” diye başlayan unutulmaz sevda repliğini söylüyor. Hayat Bilgisi, İz Peşinde, Galip Derviş son zamanlarda tekrar tekrar izlediğim işlerden birkaçı. Son zamanlarda hayranlıkla izlediğim tek çizgi film ise Maysa ve Bulut: TRT Çocuk’un muazzam bir çizgi dizisi.

Gereksiz uzatmaların sonucunda ve yaklaşık üç saat süren çabanın ardından kısaca cevabım: İzlemiyorum, boş ve gereksiz hatta atom bombası kadar zararlı görüyorum. Yazınında devamında sazı eline Hanımkargam alıyor. Aynı soruyu ona da sordum. O her zaman daha ciddidir benden ve bu soruya yine aynı ciddiyetle hazırlamış cevabını. Buyrunuz…

İzlemiyorum. TV, program, haber ve dizi içeriklerinin eskisi kadar kaliteli olmadığını düşünüyorum. Haber izlemeyerek başladım bu işe. Zira haberlerin tamamen algı yönetimi olduğunu düşünüyorum. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, hayvanlara yapılanlar, savaşlar vs. Bunlar bin yıllardır var yeni bir şey değil. Fakat her dönem bir şeye ağırlık veriliyor. Psikolojik algı yönetimidir bu. Bir kadının canice katledildiği haberi bana bir şey katmaz. Bu elim hadisenin haber değeri yoktur çünkü. Ancak psikolojimi ve ruh halimi köyü yönde etkiler. Bir süre sonra o kadar duymaya alışırsınız ki normalleşir. Böyle böyle insanlar her şeyi sindirip normalleştirdi ve bu olaylar hızla çoğaldı. Benim inanışım bu yönde. Çok mühim bir şey olduğu zaman sosyal medyadan zaten haberimiz oluyor. Haber seyretmek artık ihtiyaç değil yani.

Haber izlemeyi bıraktıktan sonra yavaş yavaş düşen dizi ve program kalitesi, RTÜK tarafından aşırı zorlama yapılan sansürler, internet çağına girmiş olmamızın etkileri eklendi.

Her şeye istediğimiz vakit ulaşabiliyoruz artık. Bir diziyi ya da programı reklamsız, gereksiz yerleri atlayarak, istediğim yer ve vakitte izlemek daha çok işime geliyor.

Bir diğer sebep de yeni neslin teknolojiye aşırı düşkünlüğü. Ve annelerin maalesef çaresiz kalıp bebeklerin ellerine tablet, telefon, tv tutuşturmaları. Sadece anlamaya çalışıyorum. Bekara karı boşamak kolaydır derler. Kınamıyorum asla. Yarın bir gün başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. En azından evde bir tanesi bulunmazsa kolaya kaçabilecek bir seçenek eksilmiş olur. Bu yüzden televizyon almadık evimize. Hoş zaten evde olduğu zaman kendimiz de oturup vakit kaybediyoruz başında. En azından ona ayıracağımız vakti daha faydalı şeylere harcıyoruz. Ses diye açılmış programlara dalmaktansa, kendi istediğimiz şeyleri seçerek izlemek en azından daha tasarruflu oluyor vakit açısından.

Hanımkargamla aynı fikirdeyiz ama bendeniz biraz yoruyorum cümleleri sadece. Bu arada söylemeden geçmeyeyim. Postcrossing, kartpsotal nedir bilir misin? Hanımkargam sever bunları ve ben de. Onun için bir kartpostal mağazası açtık. Tasarladığımız kartpostalları buradan satıyoruz. İlgi alanına giriyorsa bekleriz: Kartpostal Kutusu.

Previous Article

Kitaplara Gak!lamak

Next Article

Dağ ve Mehmet

View Comments (20)
  1. Ne kadar detaylı, düzgün bir şekilde yazılmış bir paylaşım. Gerçekten elinize sağlık, böyle bir etkinlik vesilesiyle düşüncelerinizi okuyabilmek benim için çok faydalı oldu. Büyük bir iştahla okudum. Televizyon fotoğrafı ve ilginiz çok hoştu. Düşüncelerinize de katılıyorum, giderek ben de uzaklaşıyorum bu kutudan. Ayrıca bir de Doctor Who, ben de çok sıkı bir Whovian’dım görünce yazmak istedim. İnşallah her hafta değişik konularda değerli fikirlerinizi okuyabiliriz. Sevgiler 🙂

    1. Çok teşekkür ederim. Hoş geldin. Ben de seni etkinliklerin vesilesi ile tanımış oldum. Umarım uzunca süre böylesi güzel işler yapmaya devam eder ve başarılı olursun. Aranızda olmaktan mutluluk duydum 🙂
      Ah Doctor Who, son yıllarımın dertli bir yanı da o maalesef. Derine girersem çıkamam onun hakkında 🙂
      Ben de her hafta aranızda olabilmeyi umuyorum.. Sağlıcakla 🙂

      1. Emeğinize sağlık 🙂
        Çok güzel çok detaylı bir yazı olmuş. TV ben de pek izlemiyorum, internetin olduğu bir dünyada TV ye pek de gerek kalmadı gibi 🙂
        İnternet sayesinde hem izlemek istediğimizi seçebiliyoruz, TV gibi seçilmişlerin arasından izlemiyoruz, hem de reklam derdi yok 🙂

    2. Televizyona bağımlılık nerde olursa olsun gördüğümde tiksinti yapan bir şey oldu bende. İnternet bağımlılığı için aynı hisleri taşımıyorum çünkü orda çok daha kaliteli ve subjektif seçeneklerle meşguliyet mümkün.
      Bu arada daha çok yazabilmek için görsel,yazı karakteri, rengi v.s. ıvır zıvırlara çok takılmayın bence. İşe yarıyor. En azından ben böyle çözdüm 🙂 Kolay gele…

      1. Bu ayla birlikte 10 yıl oluyor blog yazmaya başlayalı fakat özen huyum yüzünden çok sıkıntılar yaşasam da bir türlü bırakamıyorum. Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim fakat can çıkmadan huy çıkmıyor sanırım 🙂

  2. AdamKarga ve HanımKarga ikinize de selamlar, ellerinize sağlık. İncelikle, özenle hazırlanmış bir yazıyla karşılaştım. Desteğiniz için teşekkür ederim. Ağaç Ev’e hoşgeldiniz, her hafta heyecanla yazılarınızı bekliyor olacağım. 🙂 ve hayat bilgisi <3

    1. Umarın bir gün siz de uzaklaşabilirsiniz televizyondan 🙂
      Teşekkür ederiz paylaşımınız için ama her yazının altında abonelik kısmı olmalıydı normal şartlarda. Acaba bir sıkıntı mı oldu?

  3. Kapsamlı, değişik, uğrayınca epeyce oyalanmadan çıkılamayacak blogunuzu sanırım ….net adrresli olduğundan takip etme şansım yok.

    Zengin konularda sörf için uprayanlardan olacağım.

  4. ne güzel bir yazı dizisiymiş
    çok sevdim
    sizin yazı ise çok iyi olmuş
    televizyona bakardı insanlar şimdi ise herkesin gözü cep telefonunda

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir