Pul Koleksiyonunu Satan Karga!

Pul Koleksiyonunu Satan Karga!

Aslında kafam çok karışık. Koleksiyoner mi yoksa bir toplayıcı mı olduğuma bile karar verebilmiş değilim. İlk zamanlar ne kadar hevesli isem şuan hala içimde aynı heves ve heyecan ateşi yanıyor. Ama nereye kadar? Koleksiyon yapmanın hele de pul koleksiyonu yapmanın bir sınırı yok. Kendinize bir tema belirleyip sadece o temada devam etseniz bile bir yerden sonra diğer pullar da sizi cezbetmeye başlıyor. Önce şu koleksiyon yapmak ve toplayıcılık arasındaki farkı bi’ inceleyelim isterseniz.

Koleksiyoner kime denir?

Eğer herhangi bir şeyi biriktiriyor, gördüğünüzde temin etmek istiyor ve topluyorsanız; siz bir toplayıcısınız. Fakat topladığınız şeyler hakkında detaylı araştırmalar yapmaya ve topladıklarınızı sistematik ve sınıflandırılmış bir şekilde düzenlemeye başladığınızda koleksiyoner olmak için ilk adımı atmışsınız demektir.

Kendimi bir koleksiyoner olarak kabul edip etmemekte kararsızım. Pul tarihi, koleksiyonculuğu ve pullar üzerine temel düzeyde bilgiye sahibim. Kendime göre düzenlediğim bir sistematiğe sahibim. Koleksiyon için belirlemiş olduğum bir tema da mevcut ama… Ama sınırımı bilemiyorum. Gördüğüm diğer temalardaki pullar da beni cezbediyor ve temamla yani kuş pullarıyla sınırlı kalmak yerine diğerlerinden de beğendiklerimi toplamak istiyorum. İşte benim sorunum burada başlıyor: Kendimi bir koleksiyoner olarak kabul edip etmemekte kararsızım. Sınırımı ve durmam gereken yeri ben değil, parasızlık belirliyor. Eğer para sorun olmasa, bir pul yığını altında kalabilirdim.

Koleksiyonumun kapsamı

Aslında koleksiyon diye tabir edebileceğim kısmı sadece kuş pulları üzerine. Türkiye pullarından sadece sevdiklerimi topluyor olsam da ömrüm boyu bir sınırı olamayacak. Bir defter doldu yerli pullarımla. Ayrılmayı hayal dahi edemeyeceğim harika ve benim içim eşsiz pullarım var. Aynı şekilde yabancı pullardan da hatırı sayılır sayıda keyifli pullara sahibim. Fakat bunlara bir koleksiyon değil, yığın gözüyle bakıyorum. Tertipli bir şekilde pul defterinde duruyor olsalar da koleksiyon denilebilecek bir düzene sahip değiller.

Kuş pullarına hayranım. Türk pulları arasında da harika kuş pulları olsa da maalesef belli bir zamandan sonra güzel pullar basmayı bırakmış PTT. Dünya genelinde o kadar güzel ve göz kamaştırıcı pullar çıkarılıyor ki! Kendime sınır koyamama sebebim de bu güzellikler. Örneğin; çizgi film, at, çiçek ve kelebek temalı pulları da imkanım olsa koleksiyon yapmak arzusundayım. Fakat ne mümkün? Bunun için ne para ne kadar ömür yeter!

Ayrıca bir de kartpostallarım var. Ve madeni paralar. Ve deniz kabukları. Ve taşlar. Ve anılar! Bunların hepsi toplama üzerine şeyler, bir koleksiyon denemezler asla. Ama bir çöp gözüyle bakılamayacak kadar da düzenliler. Ve kartpostallaşmak haricindekilerin maddi bir yükü yok. Bu yüzden onları mevzunun dışına itiyorum.

Koleksiyon yapmak ne hissettiriyor?

“Anlatılmaz, yaşanır!” cümlesini biraz klişe bulabilirsiniz ama evet tam da böyle. Merakınızı artıracak, sizi araştırmalara sürükleyecek ve seçtiğiniz koleksiyon nesnesine bağlı olarak çok farklı kazanımlar elde etmenizi sağlayacak, hem kendisinin hem hissettirdiklerinin hem de faydalarının sınırı olmayan ilginç bir şey koleksiyon yapmak. Eğer farklı koleksiyonerlerin hislerini ve maceralarını merak ediyorsan, TRT 2’nin Koleksiyoner isimli programı biçilmiş kaftan olacaktır. Her bölüm farklı bir koleksiyonerin hikayesi işleniyor ve onların gözünden dünyayı görmek ve bu hobiyi tanımak harika oluyor. Bu linkten tüm bölümlerinin olduğu youtube oynatma listesine ulaşabilirsiniz.

Nasıl başladı?

Koleksiyon kelimesini ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum: Çocuk yaşlarımda izlediğim bir filmdi. Filmin konusunu değil ama ismini ve başrolünü hatırlıyorum: Garip Bir Koleksiyoncu. Başrolünde, sesi şuan bile kulağımda çınlayan Orçun Sonat vardı. Yalap şalap bir şeyler toplamaya başladım o yıllardan. Fakat topladığım şeyler diğer çocuklar gibi gazoz kapakları, futbolcu kartları, tasolar, Pokemon ve Yu-Gi-Oh oyun kartları, kasetler ve bilye idi. Diğer çocuklardan farklı olarak oynamak için değil de toplamış olmak için topluyordum. Kardeşlerimi benimle oynaması için zorladığım Pokemon ve Yu-Gi-Oh kart oyununu saymazsak diğerleri sadece duruyorlardı durdukları yerde.

Mutluydum onlarla ama hepsi zamanla kayboldu. Beş çocuklu, modern göçebe bir aileydik. Haşarı beş çocuk, evde çok fazla ses demektir. Kiracılığı bir yaşam biçimi zorunluluğunda yaşadığımız için çok ev değiştirdik, taşındık. Her taşınmada bir şeyler eksildi. Madden ve manen yorgunduk daima. Bir isyan değil, babama bir saygı duruşu bu son cümlelerim: Güçlü adamdır, takmaz öyle hiç bir şeyi ya da takıyorsa da hiç farkına vardırmadı bize. Toparlamam gerekirse, topladığım onca şeyi hatırlamak mutluluk verirken, kaybetmiş olmak üzüyor şuan.

Çözüm satmak mı?

Bilemiyorum. Daha ne kadar devam edebileceğimi ve sınırlarımı bilemiyorum. Kuş temalı pullarımı satmayı hayal edemiyorum ve sanırım işi o boyuta taşımayacağım. Fakat diğer pullar içinde de göz bebeğim olan o kadar güzel nadide parçalar var ki! Onları seyrederken yaşadığım hisleri nasıl tarif edebileceğimi inanın bilmiyorum. Bu sebeple aşamalı bir plan yaptım.

Önümüzdeki sömestr, bunları hiç düşünmediğim ve kafamı yormadığım bir tatil olacak. Ara sona erdiğinde, önce pul yığınlarımı sınıflandırarak paketler halinde toparlayacağım. Sıra yığınların ardından düzenli olan pullara geldiğinde ise bana hissettirdiklerine göre bir sıralamayla, kendimi alıştıra alıştıra satışa sunacağım dükkanımda. Fakat kuş pullarımı ve yerlilerden vazgeçemeyeceğim bazı pulları en sona bırakacak ve belki de hiç satmayacağım.

dükkan mı?

Evet, nostaljik kartpostallarımı ve pullarımı satacağım bir site açıyorum. Site bir ay kadar sonra aktif olacak. Siteyi kurmaktaki ilk amacım kartpostallardı ve pullar da bunu takip etti. Aslında koleksiyonumdan değil de yığın olduklarını kendime itiraf etmemin zor olduğu diğer pullarımdan vaz geçiyorum. Bu ayrılık uzun bir zamana yayılacağı için de kendimi kötü hissetmeyeceğimi umut ediyorum. Zaten satılacaklarının da bir garantisi yok. Yine hepsiyle baş başa kalabilirim belki de 🙂

Şuan dükkanım hazırlık aşamasında ve bir ay içinde sizlere duyurmuş olacağım. Pullar, kartpostallar ve el emeği bazı şeyler sizi bekliyor olacak. Umarım gayretimin karşılığını aldığım bir çaba olur.

Yazıya son vermeden, pul ile alakalı yazmış olduğum kısa öykümü de buraya bırakıyorum. Belki seversin. Ayrıca yazıda kullandığım fotoğrafların hepsi kendi koleksiyonumdan. Fotoğraf çekmek konusunda daha başarılı olan eşime de katkısı için sevgiler 🙂

Yeni Yazı Posta Servisi

6 Comments

  1. Koleksiyon işi ciddi emek istiyor. Ayrıca seni bir yere bağlıyor. Ben bir ara kitap ayraçlarından oluşan bir koleksiyon yapma fikriyle yola çıkmıştım. Sonra Ülke değiştirince, elimde bir bavulla evden çıkınca, sen kim koleksiyon yapmak kim dedim kendi kendime.

    • Kesinlikle abla. Emek, araştırma, çaba ve en fazla da para. Aslında benim için de çok uygun bir iş değil ama ne biliyim kaptırdım bir kere kendimi 🙂

  2. kimdir

    güzel bir içerik olmuş

  3. Meraklı Yazar

    Okuması çok zevkliydi. Pul koleksiyonu yapmaya şu an çok heveslendim:)

    • Ne güzel, senin adına çok sevindim. Bu konuda destek verebilirim 😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir