Kargaşa Güzellemesi

oğlakların sessizliği

Evime giderken en tiz perdeden meleme sesleri duydum. Her gün selamlaştığım keçilerin yavruları olmuş yenice. O kadar sevimliler ki uzunca bir süre onları izledim. Elime telefonu alıp kayda başladığımda ise kesiliverdi sesleri. Arkamı dönüp uzaklaşırken yine neşe saçan melemeleri başladı. Anın tadını çıkarttım sadece, payıma düşen neşeden bolca sırtlandım. Sana da bu video kaldı geriye 🙂

sorgulatan replik

Haldun Taner’in Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım oyununu okudum. Kitap işlediği konu itibari ile her daim günümüzde yaşanmaya devam eden bir hâlin anlatısı. Fakat bütün her şey bir yana, pul koleksiyonu hakkında kullandığı kelimeler benim en çok dikkatimi çeken kısım oldu. Kitabın ana karakteri ile sanırım tek ortak noktamız pul koleksiyonu hobisiydi ve şu replik pek manidardı:

… Pul merakı güzel hobi.
… Hiç düşündünüz mü neden?
Pullarda hep şefler
Krallar
Devlet reisleri
Var
Ne dümencidir şu postalar
Yetmez gibi bunca
Yağcılar
Postaya her mektup atana ille de ille
Büyüklerin kıçını yalatacaklar

kuş yuvası

Okulumun girişinde bulunan kırlangıç yuvası.. İlk geldiğim zamanlarda sıradan bir serçe yuvasıydı ve içindeki yavruları rahatlıkla görebiliyordunuz. Aynı yıl serçelerin yuvadan ayrılmasıyla bir kırlangıç ailesi göçtü ve uzun süren tadilat çalışmaları sonrasında yuvanın üstüne bir çatı daha ekleyerek her bir tarafı kapattılar ve sadece yuvarlak bir kapı bıraktılar kendileri için. Yine de gagalarını açmış çığrışan ve annelerinden yiyecek bekleyen mucize yavruları görebiliyordum bir merdivenin yardımıyla. Fakat nazarımdan korkan kırlangıç ailesi oldukça kısa bir sürede o yuvarlak girişin önüne uzun bir koridor ekleyiverdi. Sadece benim nazarım yüzünden değil elbette bu tedbir: Etrafta tavuk kapan cinsten atmacalar, saksağanlar ve aklı koca karga dostlarım da varlar. En azından çok sessiz bir zamanda yavruların sesini duyabiliyordum. Bu yıl girişteki koridor biraz daha uzatılmış…

akkuyruksallayanlar seyirliği

Düşün: Bir arkadaşın gelip sana diyor ki: “Gel bugün okuldan sonra akkuyruksallayanların dere kenarındaki banyosunu izleyelim, ne dersin?”. Senin ne diyeceğini bilemem (istersen yorum olarak paylaşabilirsin) ama benim çevremdekiler gülüp geçiyorlar. Halbuki tadılabilecek en büyük zevklerden birisidir kuşları izlemek ve hatta doğayı. Bir saat kadar izledim bu manzarayı. Dere boyunca yüzlercesi vardı ve muazzam bir senfoni icra ediliyordu. Büyülenmiş gibiydim 🙂 Artık gitmem gerektiğini düşünmeye başladığım bir anda bu görüntüye yarım saat kadar daha sabırla bekleyerek kayda aldım. Ürktüler sahillerine yanaşmamdan ve onlar için bıraktığım çizi kırıntılarının yüzüne bile bakmadılar. Tek düşünceleri serin suyun keyfini çıkartmaktı belki.. yüzlercesinden bir tanesi bile tenezzül etmedi kırıntılarıma.

bir başlık, bir entry ve blogsözlük

üşenmek:
gün içerisinde kuruşluk kazanmak adına yaptığım işin verdiği yorgunluğun bahanesi ile tabi olduğum vaziyettir.

Previous Article

Kirlenmek Güzeldir Hav!

Next Article

Ekmek Kapısı ve Tahir Fikri Gizemi

View Comments (5)
  1. Vaziyetine pek tabi hakkın vardır, kolay değil ne kuruşluk kazanmak, ne de muallim olmak… Tüm bu baktıklarını görebilmen çok güzel, ben de giderdim masumca kıvırtarak banyo yaptıklarını izlemeye 🙂

    1. Dimi ama, izlememeyi tercih edip gülüp geçmek anormal olan, benim yaptığım değil 🙂 İlk fırsatta daha yakından görüntülerini kayıt altın alacağım, gelmiş kadar olunur belki 🙂

      Yorgunluk ve hatta kafa yoğunluğu üşengeç yapıyor insanı ama umarım yakında zamanda kurtulacağım bu durumdan 🙂

  2. Keçinin yavrusu oğlak, koyunun yavrusu kuzu olur Adam Karga Bey. 😊 Oğlaklar çoook tatlı çooook. Öyle fotoğraf çekmekle olmazzzz. Alıp eline sevecek hatta öpeceksin, aralarında dolanacaksın. 🙈

    1. Hatamı ilk bilgisayar başına oturduğum zaman düzelteceğim, teşekkür ederim 🙂

      Arada demir parmaklıklar ve çok nazlı sahipleri vardı. Yoksa durmaz atardım kendimi içlerine 🙂

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir