Alemdağ’da Var Bir Yılan, Sait Faik Abasıyanık

Alemdağ’da Var Bir Yılan, Sait Faik Abasıyanık

İlk baskısı 1954 yılında Sait Faik’in hüzünle karşıladığı “Alemdağında Var Bir Yılan” adıyla basılan kitap, ölümünden önce basılan son kitabıdır. Sait Faik’in kendi özüne ulaştığı kitabıdır Alemdağ’da Var Bir Yılan. On yedi öyküden meydana gelen kitap, Sait Faik’in öyküsünün zirvesidir. Kitapta yer alan “Hişt Hişt” ve “Çarşıya İnemem” adlı iki öyküye kendimi fena halde kaptırdığımı itiraf etmeliyim.

Sanki yazı yazmaya yeniden başlıyorum. Aylardan beri elime kalem almadım. Alsaydın sanki bir şey mi yumurtlayacaktın? Sanmam. İyi oldu! Doğrusu buna ben de memnunum. Ama bu akşam neden beni her şey oturup bir şeyler karalamaya zorluyor? Hani biraz daha dişimi sıksam, yalan da söyleyebileceğim. Beni, bilmediğim bir şey zorladı diyeceğim. Değil. Hep böyle olur. Bir vapur beklerken, iki ayağım bir pabuçtayken yazı yazarım.

Çarşıya İnemem, Sait Faik Abasıyanık

Şehir ve insanı gerçeküstü bir yaklaşımla anlatan Sait Faik, Eftalükus’un Kahvesi adlı öyküde, kendi öykü yazım sürecini de bizlere anlatıyor. Kendisiyle röportaj yapmak heyecanından olan bir genç ile masa otururken, dışarıdaki bir görme engelli vatandaşın öyküsünü kuruyor zihninde.

Gözlerindeki karanlık, dışarının tahassüslerinden kafasında bir aydınlık yaratmış olabilir. Belki de Şişli’den yürüyor, Harbiye’deki sesler ile Taksim Bahçe sinin önündeki sesler arasında bizim farkına varmadığımız neler olabilir? Havada da bir değişiklik var mıdır? Hatta gözlerindeki zifiri karanlıkta bile ruhi bir zifiri karanlık farkları bulunabilir mi? Ama, bana öyle geliyor ki, daha çok seslerden, bizim için bilinmeyen, ama onun için hiç şaşmayan, değişmeyen, değişmez mahiyetini muhafaza eden gürültülerden…

Kitabın ardından yazar Fikret Ürgüp’ün Alemdağ’da Var Bir Yılan ve Sait Faik Abasıyanık üzerine Varlık Dergisinin 1954 yılında, 407. sayısında yayımlanan yazındaki şu cümleler, her şeyin özeti olarak görülebilir:

… bu hikâyelerde bir saklambaç oyunu vardır. Sahici Sait kazanmıştır. Kendini muhakeme eder, lüzumsuz adam sayar, haksız ve yersiz bulur. Bu suretle, başkalarının hükümlerinden korunmuş olur. “Alemdağında Var Bir Yılan” daki hikâyelerde, artık saklanmayan, başkalarının hükümlerinden çekinmeyen, sahici Sait var. Müdafaası da: Derin, kuvvetli, her şeyi güzelleştiren ebedi güzelliktir ve bu da “aşk”tır.

Fikret Ürgüp, Varlık Haziran 1954, 407

Yeni Yazı Posta Servisi

2 Comments

  1. İsminden ötürü çok merak etmiştim ama hala sipariş vermedim nedense, sıra gelmedi sanırım. Yine merak ettim. İnşallah alacağım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir