Yıldızlar Saçıldığında, Hooyo!

Mülteci olmak, empatiden dahi çekindiğim bir şey. Yıldızlar Saçıldığında, Somali’de doğan fakat iç savaş nedeniyle daha dört yaşındayken kardeşi Hasan ile birlikte Kenya’daki Dadaab Mülteci Kampı’na kaçan Omar’ın gerçek yaşam öyküsünü anlatan bir çizgi roman. Omar Mohamed’in anlattığı yaşam öyküsünü Victoria Jamieson çiziyor ve Iman Geddy çizimleri renklendiriyor.

Yıldızlar Saçıldığında kitabı konusu

Küçük yaşlarda babalarının ölümü ile sarsılan ve annelerinden ayrılmak zorunda kalan iki kardeş, uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından geçici olarak yerleştirildikleri bir mülteci kampında hayatlarının on beş yılını geçirirler. Özgür bir yaşam mı, yoksa bir hapis hayatı mı yaşadıklarını kitabı okurken bizler de sorguluyoruz. Çoğu aç geçen günler, kayıp olan annelerini bulma ümidiyle doludur. Bekleyiş ve umut: Kitabın özeti olan iki kelime.

Mülteci kampında günler birbirinin aynıdır: sıkıcı, aç ve gergin. Kampta ne yeteri kadar yiyecek vardır ne oyalanacak bir şey ne de ihtiyaç duyulan ilaçlar. Hayatının büyük kısmı kampta geçen Omar, okula gitme fırsatı doğduğunda bunu hem kendi hem kardeşi Hassan için bir umut ışığı olarak görür. Fakat bu ayni zamanda konuşamayan kardeşini yani ailenin geriye kalan tek ferdini yalnız bırakacağı anlamına gelir. Omar ve kardeşinin hayalini kurdukları yeni hayata kavuşmaları içinse beklemeleri, beklemeleri ve daha çok beklemeleri gerekir…

Yıldızlar Saçıldığında kitabı arka kapak yazısı

Yıldızlar Saçıldığında kitabı yorumum

Kitabın öyküsü yer yer yürek dağlayıcı ve vicdan sorgulatıcı türden. Farkında olmadığımız nice zor hayatlar olduğunu bir kez daha görmek kendimi sorgulamama neden oldu. Çizimleri oldukça sade ve olan biteni hissettirecek nitelikte. Omar’ın umut ve gayretini, kardeşi Hasan’ın saflığını ve sevgi dolu kalbini çok güzel resmetmiş çizer Victoria Jamieson.

Anlatmakta zorlandığım bir tecrübe. Mültecilere kendi ülkemizdeki bakış açımız ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir öykü. Kitap bitene kadar ben de Dadaab kampında kısılı kalmış gibiydim. Omar’ın ve kardeşi Hasan’ın yeniden başka bir ülkeye yerleştirmelerinin geleceği gün, ben de esaretten kurtulabilecektim ancak. Bir uyku öncesi, bana isyan eden göz kapaklarıma inat, durmaksızın o anı kovaladım: iki kardeşin özgür kalacakları o anı.

Annelerini bulabilecekler mi? Kamptan kurtulabilecekler mi? Maryam neden evlendirilmek zorundaydı? Nimo acaba hayallerine kavuşabildi mi? Aynı gökyüzü altına bunca farklı hayat nasıl sığabiliyor? Ve daha nice soru!

Kitabın sonuna geldiğimde her şey daha güzeldi. Uyku daha bi’ güzel görünmeye başladı gözüme. Kitabın kahramanlarının günümüzdeki izlerine, umutlarının ve bekleyişlerinin neticesine kavuştum. Minik bir tebessüm ve samimi bir dua ile kitabı ve ışığı kapattım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

“Yıldızlar Saçıldığında, Hooyo!” için 12 yanıt

  1. duygu emanet avatarı
    duygu emanet

    Çok samimi anlatmışsınız. Çizimler çok doğal ve güzel görünüyor. Ders olması bakımından küçüklere ve gençlere de okutulmalı sanırım. Nice acı hayatlar var, elimizden de bir şey gelmemesi üzücü.

    1. Adamkarga avatarı

      Teşekkürler. Kitap buram buram hüzün kokuyordu ama bir o kadar da tebessüme vesile noktaları vardı. Her şeyin yaşanmış olması ve kitabın sonunda çizimlerin erçek haline şahit olmak da ayrıca etkileyici oldu 🙂

  2. Ahmet Ozan ▪︎ Entlovin.com avatarı

    Yazınızı okurken, eh her yer Türkiye değil, tabii ki mülteciler kral gibi olmayabilir gibi şeyler geçti aklımdan… Hüzünlü bir çizgi roman sanırım, ilgilmi çekti

    1. Adamkarga avatarı

      O cümleyi ben kurmaktan imtina ettim. Genelleme yapmaktan son zamanlarda hayli tereddüt eder oldum. Hem mülteciler hem bizler adına umarım ülkemizde her şey daha iyiye gider.

  3. Gülten avatarı

    Sizin tanıtımını yaptığınız tüm kitaplar bana hitap ediyor:) Mülteciyim Ben diye bir şiirim var,bu vesileyle onu hatırladım:) Bloguma ekleyeyim..

    1. Adamkarga avatarı

      Aaa hoş bir tevafuk olmuş. Ne mutlu bana, umarım daha nice kitaplar anlatabilmek nasip olur bıkmadan ^^

  4. Huriye avatarı

    “Aynı gökyüzü altına bunca farklı hayat nasıl sığabiliyor?” öyle güzel ve yerinde bir soru ki başka hiçbirşey demeye gerek yok bence. Ve tabii ki yine merak ettim. 🙂

    1. Adamkarga avatarı

      Kitabın tüm özeti belki de bu cümle zaten. Teşekkür ederim, keşke tüm kitaplar merakımızı gidermek için temin edebilecek kadar uygun fiyatlı olsalardı 🙂

  5. Eyüp AKTUĞ avatarı

    Okuduğun kitaplardan ve paylaştığın yazılardan sonra okul kütüphanesine ve sınıf kitaplıklarına daha ilgili olmaya başladım. Kemalettin Tuğcu’dan Gülten Dayıoğlu’na kadar bir çok yazarın kitaplarına yeniden dokundum. Bu anlamda yazıların benim için harekete geçirici oluyor. Selamlar güzel dostum.

    1. Adamkarga avatarı

      Harikasın canım, okulumun kütüphanesi hayli yoksundu ama yine de bir kaç hazine sundu bana. Yakında ilçenin kütüphanesine dadanacağım 🙂 Selam ve muhabbetle

  6. Sebiha Nur Türkmen avatarı

    Bu kitap bende de var hiç bıkmadan defalarca okudu. Kitap tek kelime ile harika herkese tavsiye ederim. Kitap hüzün dolu

    1. Adamkarga avatarı

      Çok anlamlı bir kitaptı. Öğrencilerime sürekli tavsiye ettiklerim arasında 🙂

dedemin kaşları gözleri üzerine dökülür ve ben ona benzemekten korkardım çocukken. büyüdüm, o ise yaşlandı; alzaymıra bağlı nokta noktalar nedeniyle vefat etti birkaç yıl önce. o vefat edince fark ettim tek tük uzayan kaşlarımı ama kaştan değil unutmaktan korkuyordum artık.

adamkarga © 2009-2024 | blogun içerikleri Allah’a emanettir. #işbirliği