Bilge Google ile Karga’nın Serüvenleri

Normalde geç uyanmam gereken bir sabah vaktini kitap okuyarak değerlendirmek varken bilgisayarı açınca, en azından faydalı bir şeyler yapayım diyerek başladığım bu yazı, defalarca şekil ve konu değiştirerek iki saatte tamamlandı. Yazdıkça Kelimelerbenim’in sonuncusunu iki bin on yedi yılında yazdığı, kırk yazılık “Bu Hafta Ne Öğrendim” serisini anımsatsa da yazmaktan geri duramadım. Hafta içerisinde Google üzerinde yaptığım beş aramayı ve nedenlerini paylaşıyorum 🙂 Saçma sapan şeylerden bahsetmiş, yeni kelimeler kullanmaya çabalamış olabilirim. Son zamanlarda sözlük kullanmayı ve yeni kelimeler öğrenmeyi adet edindim. Öğrendikçe de unutmamak adına onları uygun yerlerde kullanmaya çabalayacağım. Aslında bunu öykü denemelerimde yapabilmek daha güzel olurdu da tembellik işte!

Karga başlı baston

Masal anlatıcılığı eğitimi aldım bu hafta. Tiyatro sahnelerinde heveslendiğim meddah kültürünün Zümrüdüanka misali gönlümde canlandığını hissettim. Masal anlatıcılığı çalışmalarının neden meddah kültüründen de destek alınarak daha anlamlı bir hale evrilmediğini düşündüğüm birkaç dakikalık anda kendimi Keloğlanı andıran bir kostümde buldum. Halet-i hayaliye ile bir masal anlatmaya tam başlayacaktım ki bir eksik fark ettim: Zihnime vardım. Uzun koridorlar arasında Halet-i Hayaliye Bürosunu defaten bulup memurların arasından sıyrılarak şefin tepesinde belirdim. Bir meddahı canlandırabilmem için gerekli olan en önemli aksesuarı, hayır meddahtan gayrı olmayan bir uzuvdur aslında, yani bastonu neden göndermediklerini sordum. Şef, karga başlı bir baston hayalinde olduğumu ve buna dair bir yaşanmışlık bulunmadığından cismen oluşturamadıklarını ifade edince duruldum. Halet-i hayali terk edip, Bilge Google Dede’ye sordum: Var mıdır acaba karga başlı bir baston? Yokluğundan ve özel yaptırmak istediğimde karşılayamayacağım uçuk rakamlar teklif edileceğinden emin olunca Rüştü Asyalı’dan Ey Güzeller Hepinize Kırgınım kaset kaydını dinleyerek konuya nokta koydum.

Elapro Sahne kime ait?

Youtube müzik kanalları arasında Paul Dwyer, hem ilginç hem de etnik bir durak. Bir avuç huzur niyetiyle sıklıkla uğramanızı tavsiye ederim; en çok da farklı sanatçılarla yaptığın düetleri. Paul Dwyer, bir zamanlar Elapro Sahne adında bir başka çalışmanın da içindeydi. Hatta kurucusu, sahibi olduğunu zannediyordum. Fakat bu hafta şahsi youtube kanalında Elapro ile olan linklerin temizlendiğini görünce, meraka kapılıp arayışa giriştim ve herhangi bir şey bulamadım. Sonra da umursamadım ve samsara çarkında sonsuza deveran edercesine Seher Vakti Kalkan Kervan adlı esere kapıldım.

Bestel

Memleketimde yapılan bir tür incir reçelidir. Pek severim. İncir reçelinden muhabbet açıldığı bir anda neye benzediğini tarif edemeyince fotoğrafını göstermek için yaptığım bir görsel aratma idi. Canım çekti bak yine! Eğer bir yerlerde denk gelirseniz tadına bakmadan geçmeyin.

China name and ID for game

Oyunlarla aranız nasıldır? Aslında bu arama, derin bir oyun sevgisi gerektiriyor. Çin, Japonya ve Kore kaynaklı bazı oyunlar, kendi memleketleri dışına hizmet vermemekte oldukça kararlı olabiliyorlar. İlk izlediğim animelerden olan Sword Art Online dizisine ait yeni bir mobil mmorpg oyunu çıktı fakat oyuna giriş yapabilmek için bir Çin vatandaşı olduğunuzu doğrulamanız gerekiyor. İnternette de bu ihtiyaca karşılık isim ve kimlik numaraları paylaşılıyor. Oyuna girmek için yaptığım aramada ilk kullandığım kimlik sahibi ölü çıktı ve oyundan aynı gün atıldım. Sonrasında girdiğim bilgilerle hala oynamaya devam ediyorum. Oyun tamamen Çince fakat oyun sonuçta. Pek sorun yaşamıyoruz, aramız iyi şuan için.

Dünyanın en büyük heykelleri

Seviyeli bir muhabbet esnasında, Budizm adına yapılan heykellerin dünyanın en büyük heykeli olduğunu söyledim. Fakat muhatabımın fikri farklıydı. Onun aklında Portekiz’deki Cristo-Rei heykeli vardı. Fakat aramamız neticesinde gördük ki dünyanın en büyük heykelinin Çin’de bulunan 153 metre yüksekliğindeki Buda İlkbahar Tapınağı olduğunu öğrendik. Konu dallanıp budaklanınca yeni yeni şeyler öğrendim aynı gün: Budizm’in birbirinden ketum şekilde ayrı mezheplerinin olduğunu, popüler kültüre nasıl uyum sağladığını, farklı dinlerden insanlara ruhları bile duymadan kendi ritüellerini nasıl yaşattığını…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

dedemin kaşları gözleri üzerine dökülür ve ben ona benzemekten korkardım çocukken. büyüdüm, o ise yaşlandı; alzaymıra bağlı nokta noktalar nedeniyle vefat etti birkaç yıl önce. o vefat edince fark ettim tek tük uzayan kaşlarımı ama kaştan değil unutmaktan korkuyordum artık.

adamkarga © 2009-2024 | blogun içerikleri Allah’a emanettir. #işbirliği