Uyku öncesi elime aldığım Jean Giono‘nun Ağaç Diken Adam öyküsünü, rüyaya dalmadan evvel bitiriverdim. Uyku öncesi harika bir rüya seansı gibiydi. Karanlık odada, pencere önündeki sokak lambasın perdeyi delen ışığı sayesinde, kısık gözlerle okuduğum öykünün gerçek olmasını umuyordum. Son sayfaya kadar kurak toprakları kendi başına koskoca bir ormana çeviren kahramanımız Elzeard Bouffier’in gerçekliğine kendimi kaptırsam da öykünün ardından gelen yazarın sonsözüyle hayal kırıklığına uğradım. Kitapların önsözleri ve sonsözleri en az göz gezdirilen kısımları olsa da en az öykü kadar naif olan sonsözü paylaşmadan bir adım öteye kanat çırpmayacağım:
Kıymetli Beyefendi,
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim ama Elzéard Bouffier kurmaca bir şahsiyet. Amacım ağaç sevgisini aşılamak, hatta özellikle (benim hayatta daima en sevdiğim düşüncelerden biri olan) ağaç dikmeyi sevdirmekti. Şimdi, sonuca bakarak diyebiliriz ki bu amaca hayali bir karakterle ulaşılmış oldu. Trees and Life dergisinde okumuş olduğunuz öykü Danca, Fince, İsveççe, Norveççe, İngilizce, Almanca, Rusça, Çekçe, Macarca, İspanyolca, İtalyanca, Lehçe ve Yiddiş dillerine çevrildi, bense bütün bu çevirilere yayın haklarımı ücretsiz olarak devrettim. Bir Amerikan yayınevi geçenlerde bana gelip Amerika’da yapılacak olan yüz bin baskı ve kitabın ücretsiz dağıtımı için benden müsaade istedi ben de elbette olur dedim. Zagrep Üniversitesi ise Slav diline çevirisini yapmakta. Bu öykü benim en gurur duyduğum öykülerimden. Bana bir kuruş bile kazandırmayarak tam da yazılma amacına uygun bir şekilde işini yaptı.
Sizinle tanışmak, mümkünse özellikle öykümün kullanım biçimleri üzerine görüşmek isterim. Sanıyorum bir “ağaç politikası” geliştirmemizin vakti geldi, her ne kadar “politika” burada yanlış bir kelime olsa da…
En içten dileklerimle,
Jean Giono
Ağaç Diken Adam kitabı konusu
Hayatının otuz yılını yüzlerce hektarlık bir alanı tek başına ağaçlandırmaya çabalayarak geçiren Elzeard Bouffier’in öyküsüdür Ağaç Diken Adam. Yazarın kamp için çıktığı insanlıktan uzaklaşmış bir memlekette karşılaştığı çoban Elzeard Bouffier, tek başına bir bölgenin hem doğasını hem de insanını değiştirmeyi başarıyor. Başlattığı döngü beraberinde doğaya can, kuru nehirlere su, şehrin hayali ile boşalmış hanelere yeni aileler kazandırıyor.
İnsan bütün bunların tek bir adamın elinden ve ruhundan çıktığını düşününce, insanoğlunun yok etmenin dışındaki işlerde de Tanrı kadar yetenekli olabileceğini kavrıyordu.
Jean Giono, Ağaç Diken Adam
Ağaç Diken Adam kitabı hakkında
Kitabı Everest Yayınlarından Didem Nur Güngören çevirisi ile okudum. Kitaba can katan illüstrasyonlar ise tarzını çokça beğendiğim Oğuz Demir’e ait. Kitabın ruhuna uygun ve sade çizgilerle harika bir atmosfer yaratmayı başarmış Oğuz Demir. Okumaktan keyif aldığım ve okumanızı kesinlikle tavsiye ettiğim kitabı öğrencilerim arasında ilk günden yaymaya başladım. Sırayla tüm sınıfın okuması için minik bir ağ kurduk bile 🙂
Gerçek Bir Ağaç Diken Adam: Rahim Demirbaş
Bu hikayenin kahramanı Elzeard Bouffier gerçekte var olmasa da onun yolundan giden nice güzel insanlar şükürler olsun ki var. Konya Ereğili’li bir öğretmen olan Rahim Demirbaş, ölen oğlu Yahya adına 40 bin ağaç diker. Diktiği ağaçlar bir hatıra ormanına dönen Rahim amcanın 2017 yılında borçları nedeniyle ormanı haczedilme tehlikesi yaşamış. 2019 yılında yetiştirdiği öğrencilerin yardımıyla ormanının üzerinden tehlike bulutları dağılan Rahim amca hâlâ ağaç dikmeye devam ediyor. Kendisiyle Diyanet TV tarafından yapılan naif bir röportaj var: Vaktiniz bol ise izlemenizi tavsiye ederim. Ayrıca kendisi bir twitter kullanıcısı: Bir bakmak dilerseniz diye onu da buraya ekliyorum.
Bir yanıt yazın