Mösyö Meursault,
Öncelikle umut ederim ki mektubum idamınızdan önce elinize ulaşır ve yine umarım ki temyiz hakkında olduğunu zannederek boş yere heyecanlanmazsınız. Son vakte değin umudunuzu yitirmemenizi ve eğer idam vakti gelirse de şu halk arasına karışıp kaçma fikrini denemenizi tavsiye ederim.
Mösyö, hayatınız bu kargaya hayli yabancı ve uzak. Bu sebeple sizi okurken oldukça anlamsız buldum halinizi ve ara ara bu dünyaya uzak geldi anılarınız. Hayatınız bu dünyaya ait gerçek bir yaşanmışlık içeriyor olsa da, bana fantastik bir kurgu roman karakteri gibi görünmenize sebep oldu her şey.
İlk olarak bazı beynimi didikleyen hususlar var hakkınızda: Nasıl olur da sevgili annenizin vefatını bu kadar doğal ve tepkisiz karşılayabilirsiniz. Onun bedeni önünde içtiğiniz sigara ve sütlü kahve keyfiniz beni savcı kadar kızdırdı. Elimde olsa mahkemeniz esnasında, halkın arasında fırlayıp size kızmak ve neden diye haykırmak dilerdim. Siz her şeye rağmen cevaplarınıza ve kendi iç savunmanıza sahipsiniz. Fakat şahsımı bu konuda tatmin edebildiğinizi söyleyemeyeceğim: Bu cahilliğimden kaynaklanıyor olsa da iç dünyanızın büyük bir muamma olduğu ortadadır.
Hakkınızda sevdiğim ve hoş bulduğum yönler de yok değil elbette. Karşı cinse olan tavrınız ve sevgi anlayışınız (bu kelimenin sizdeki tanımının ayrıntılarını o kadar merak ediyorum ki) ucundan bucağından şahsıma hayli yakın; yani evet, sevginin öncesinde hayatımdaki yeri ve etkileri önemli. Yani, sevgiye karşılık bulamama (biz ona muhabbet diyelim) en sık karşı karşıya kaldığım durum: Gerçi senin için sevmek var olan bir olgu mudur, bilinmez. Ama, sana değer veren bir insanı hayatına kabul etmek (belki biraz kolaya kaçmak olsa da) büyük bir tebessüm vesilesi. Eğer bu idamdan kurtulabilirsen, Marie ile kesinlikle evlenmelisin. Hatta hiç durma ve kaç: Marie ile birlikte Cezayir’den çok daha uzaklara, bir sahil kasabasına yerleşip, hayatınızı sürdürün.
Komşun Salamano hakkında üzüntülerimi de bildirmek isterim. Senin için fazla bir anlamı olmayan o yaşlı adam, hayatında en çok dikkatimi çeken yer oldu: O ve onun hasta köpeği; kin ve küfürlerin arkasına gizlenmiş büyük bir muhabbet var aralarında (en azından ben öyle hissettim). Ayrıca, yaşlı Salamano’nun yalnızlığı ile kendi yalnızlığım birbirlerini sevdi. Kavuştuktan sonra kaybetmenin acısı: Her ne kadar görünürde bir iz olmasa da, karganız da böyle hissetmekte.
Sana son sözlerimde ise bir uyarı var: Raymond’a dikkat et. Keşke en başından beri ona bu kadar sualsiz yaklaşmayıp, seninle arkadaş olmasına izin vermeseydin. Senin için hiçbir şey ifade etmiyor olsa da özgürce sahile gitmeni engelleyen o oldu. Bu kadar umursamaz olma lütfen.
(Mektubum karmaşık gelebilir, okuyan olursa çok fazla ipucu bulmasın diyerek böyle bir yol seçtim. Tekrardan idamdan kurtulmanı ve Marie ile mutlu bir yaşam sürmeni dilerim: O bunu hak ediyor.)
çok saçmaladım, değil mi?
Bir yanıt yazın