Dikkat! Yazıya başlamadan önce lütfen türküyü aratıp dinleyin. Eğer bir tavsiye isterseniz; Emre Dayıoğlu*, İsmail Çakır* ya da Uğur Önür’ün* sesinden dinleyebilirsiniz.
Son zamanlarda en çok dinlediğim türküdür: Ördeğime kaz diyorlar. Bir an dalsam, farkında olmadan mırıldanmaya başlıyorum sözlerini unuttuğum kısmına kadar. Çilekeş eşim de öylesine maruz kaldı ki türküye, ha ezberledi ha ezberleyecek sözlerini. Hatta iki gözümün çiçeği, devamı gelemeyen youtube maceramın ikinci videosundan da bu türküye arka olanda kulanmış ve izleyen yaklaşık beş yüz kişiye de duyurmuştum. Dilimin altındaki baklaya gelecek olursak; madem bu kadar dinliyorum: Bu türkünün kaynağını araştırmak ve seninle paylaşmak istedim.
hikâyenin sonu: emre dayıoğlu
Türkü, gün yüzüne severek takip ettiğim ve eşine az rastlanır gayrete sahip memleketlim Emre Dayıoğlu tarafından çıkarılmış. Emre Dayıoğlu, Anadolu’nun yaşayan türkü elçilerinden: Bölgede dolaşarak türküler derleyen koca yürekli bir müzik öğretmeni. Bazı kaynaklarda türkünün derlemesinin de ona ait olduğu yazsa da bu bilgi doğru değil. Derleyen konusuna birazdan değineceğim, biz söz konusu kayıtla devam edelim:
14 Ağustos 2015 tarihinde Burdur’un Kayış köylüsü Ayşe Aydınlık teyzemizin sesinden alınan kayıtta türkü, benim ilk dinlediğim formundan daha hızlı*. Ayşe Teyze, kına gecelerinde ve düğünlerde türkü okuyan bir halk sanatçısı: Türkümüz ise Burdur yöresi düğünlerinde oyun havası niteliğinde okunuyor. Köy düğünlerinde yerel sanatçıların seslendirdiği bu türkünün izine youtube platformunda Emre Dayıoğlu kayıtlarından önce yalnızca bir yerde rastladım: 3 Mayıs 2008 tarihinde Ali Osman ve Serkan Şahin kardeşler klasik düğün enstrümanları olan elektro bağlama ve org birlikteliğinde oldukça hareketli bir oyun havası formunda kayıt almışlar*.
hikâyenin başı: yol üçe ayrılır
İşler burada biraz karışıyor. Karışımızda iki farklı ad ve formda, üç farklı kayda sahip bir türkü var artık. Emre Dayıoğlu arşivinden dinlediğimiz versiyonu ise bu üçünün harika bir birleşimi diyebilirim.
türküye dair ilk derleme kaydı
Türküye dair ilk kayda* “Bülbül Yuvan Yıkıldı Mı” adıyla Repertükül – Türküpedia adlı türkülere, çalgılara, yörelere ve türkü emektarlarına ait bilgi, belge, doküman ve ses kayıtları içeren interaktif kütüphanede denk geldim. Uşak yöresinden derlenen türküde kaynak kişiler Fadime Kılınç ve Mediha Kılınç. Derleyen Gülseren Aygün ve notaya alan Nuri Esentürk. Nisan 1994 tarihinde alınan kayıt aslen TRT Müzik Dairesi Başkanlığı T.H.M. Repertuvarına ait. Ayrıca kütüphanede derleme esnasında alınan ilk kaydı da dinleyebilirsiniz (Zahmet etme diye kaynaktan ekliyorum buraya da ↓).
Bu ilk kayıt ile EDA’daki (Emre Dayıoğlu arşivi) sözler hemen hemen aynı. Sadece kıtaların sıralamaları değişik.. Maalesef alınan bu ilk kayıtta türkünün hikayesine dair bir iz bulunmuyor. Derlemeyi notaya alan Nuri Esentürk’ün, 11 Aralık 2015 tarihinde TRT İzmir Radyosu’nda gerçekleştirilen ve TRT Müzik ile TRT Türkü Kanallarından canlı olarak yayınlanan Türkülerle İzmir Akşamı adlı Türk Halk Müziği programında canlı olarak okuduğu bir kayıt* da mevcut.
kültür ve turizm bakanlığına geçiş
Kültür ve Turizm Bakanlığı arşivindeki 2001 Haziran tarihli kayıtta* türkünün adına “Ördeğime Kaz Diyorlar” şeklinde ve sözlerin ise ilk kıtası EDA’daki ile aynı: İkinci kıtası tamamen farklı olsa da üçüncü kıta oldukça yakın sözlere sahip. Bu kayıt Uşak yöresinde Saadettin Özgür’den kayıt alınmış. Derleyenler ise yine Saadettin Özgür ile İbrahim Acet: Notaya alan ise yine İbrahim Acet (Bu ismi unutmayın. Az sonra olaylar ilginçleşecek.). Bu derleme kaydında türkünün hikayesine dair oldukça mantıklı bir hikaye de not edilmiş:
Kız kaçırıp hapishaneye giren on beş yaşındaki bir gencin mahkum arkadaşları tarafından alay edilmesi üzerine çıkarılmış bir türkü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Arşivi
ve türkü form değiştirir
Yine Kültür ve Turizm Bakanlığı kayıtlarındayız ve karışımızda bir türkü değil ilahi var. Ocak 2012 tarihinde “Bülbül Yuvan Yıldı Mı” adıyla alınan bu kayıtta* ise yöre olarak Turgutlu, Manisa denilmiş. Derlenen kişi Zinet Acet, derleyen ise İbrahim Acet: On bir yıl önce Ördeğime Kaz Diyorlar türküsünü derleyip notalayan aynı kişi.Burada bir gariplik görememiş olabilirsiniz. Şu şekilde izah edeyim:
Bu sözler ve ilahinin ilk iki satırı söz konusu türkümüzün EDA kaydından üçüncü kıtanın ilk iki satırı ile aynı. Ayrıca Repertükül arşivindeki yine “Bülbül Yuvan Yıkıldı Mı” adıyla yapılan derlemenin de ilk iki kıtası ile aynı şekilde. İlahi formuna ait bir sesli kayda ulaşamadım. Fakat içimde yeni bir merak peyda oldu: Kimdir bu İbrahim Acet?
İbrahim Acet kimdir?
Manisa Turgutlu’lu ve eğer yanlış saymadıysam 87 türkü derlemesi yapan derlemeci, saz eğitmeni ve mahalli bir Türk Halk Müziği sanatçısı imiş İbrahim Acet. Kendisini canlı kanlı bulabildiğim tek yer; Ferman Akgül’ün sunduğu TRT Müzik için maNga studyoN tarafında hazırlanan Kulaktan Kulağa adlı programın 19 Nisan 2015 tarihli Manisa bölümü idi. Program başından sonuna güzel olsa da direk mevzu bahis kısma buradan ulaşabilirsin (Sesi de sazı da bir harika, dinlemeden geçme.).
Sözün bittiği yer burası. Merakım tamamen dindi ve rahatladım. Şuan yine türküyü dinliyorum İsmail Çakır’ın sesinden. Türküde bu zamana kadar emeği geçen herkesi saygıyla anıyorum. Eğer bir hatamı ya da önemli bir eksiğimi gördüysen lütfen yorum ile bana ifade et. Ayrıca blogumdaki her yeni yazıdan haberdar olmak dilersen aşağıdaki formu doldurabilirsin. Sağlıcakla kal…
Haha bende açtım dinliyorum. Türkü çok severim zaten ama bu çok dile dolanmaya müsaitmiş. 🙂 Ne güzel bir bilgilendirme oldu bizim için. Sevgiler.
Çok naif bir türkü 🙂 Tekrar ediyor zihnimde hala. Teşekkür ederim ^^
dinlerken bir kaç genç denk geldi, ördeğine kaz mı diyorlar allah başka dert vermesin diye dalga geçtiler, çok üzüldüm
Ben de 4-5 yıldır zevkle dinliyorım bu türküyü. Uşak Eşme’ye ait olduğunu okumuştum. Tütkünün doğuş nedenine dair bir yazı beklerken sahiplenenlerin hikayesini okumak hayalkırıklığı yarattı bende. Gerçekçi bir yaşanmışlık öyküsü arayıp/bulmayı umut ediyordum. Dalga geçmelerine aldırmayın. Yarışmalarda o gençlerin %40 Türkiye nin başkentini bilemiyor.
Amaaan boş verin, gençler geçsinler dalgalarını… Bilmedikleri biçok şeyi komik bulmaları olağan da biz, kültürünü tanıtmayanlara, aktaramayanlara ne demeli… Her suçu da gençlerde bulmamalı, dönüp kendimize de sormalı… ????
Dinlemeye doyulmaz, sıkılmamak için çokta fazla dinlememek gerek 🙂
Türkünün hikayesini bulacağımı sanmıştım.
Ulaşabildiğim kısa öyküsünü paylaştım zaten. Maalesef daha detaylı bir öyküsü yok
Bir haftadır her gün dinlediğim türkü. Oğuz Aksaç, Emre Dayıoğlu ve diğer iki delikanlı çok lezzetli bir yorum yapmışlar. Özellikle “Bu dert sana az deyollaarrr, gurbet gurbet gez deyolllaarr” kısmı takıldı dilime. Yani dert çekmen yetmez bir de gurbete git, hem de tek gurbet değil. Epeyce bir beddua var yani.