Çevreye Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dileriz*

Çevreye Verdiğimiz Rahatsızlıktan Dolayı Özür Dileriz*

*Bu öykü Serazat Edebiyat Dergisi’nin Eylül-Ekim 2022 tarihli 2. sayısında yayımlanmıştır.

İlk işi tabelayı asmak oldu. Bir tadilata başlamadan önce yapılması gereken ilk şey bu değil miydi? Sanırım evet. Sırtına bir balyoz indi. Usta işe başladığına göre ilk adım doğru atılmış olsa gerek. Sırada ne var? İkinci bir balyoz darbesi kafasına indi. Yer yavaş yavaş kırmızıya boyanıyordu. Eski rengini hiç sevmemişti zaten. Fayansın beyazı ona kefen gibi görünüyor ve hatta boğuyordu. Usta işini iyi yapıyordu. Tam da istediği kan rengini alıyordu zemin. Üçüncü adımdaydı sıra fakat gözlerine hâkim olamıyordu, kapanmamaları için çok güç sarf etmesi gerekti. Ustadan bir yudum daha aldı. Üçüncü darbe tam kalbine indi. Ağrılarının dindiğini hissetti ve olduğu yere yığılıp kaldı.

İhale Bedeli: 249000 kuruş
İşe Başlama Tarihi: 15.07.2022
İşin Bitiş Tarihi: 16.07.2022
Müteahhit: 35’lik Açık Ayran

***

Sokak ortasında oldukça büyük bir hoparlör kurulu. Kimse nedenine anlam veremiyor. Çok geçmeden tiz bir sesle ortalık yankılanıyor. Ses yavaş yavaş kulakları ardından beyni tırmalamaya başlıyor. Sesin şiddeti arttıkça insanlar elleriyle kulaklarını kapatarak kaçışıyor. Kaynağı belli olmayan bir ses insanlara bunu yapmasını söylüyor. Tadil edilen de elleri kulaklarına bastırmış, koşuyor. Sesin kaynağından ne kadar uzaklaşsa da sesin şiddeti dinmiyor. Beyni patladı patlayacak. Diğer birçok insanla birlikte şehrin betonlarından kurtulup doğanın merhametine ulaşıyor. Gözlerini bi’ anlığına kapatıp açtığında ağaçlar arasından üzerine doğru gelen üç acayip şeyi fark ediyor. Onlardan kaçmalı! Kim kaçmasını söylüyor ve neden Şener Şen, kendisiyle aynı boyda bir arıyla cilveleşerek karanlık yüzlü fırın küreği taşıyan bir adamla bir olmuş onu kovalıyor. Neden haykırışlarını kendisi dâhil kimse duymuyor? Sesimi duyan yok mu? Tadil edilenin yaşadığı anlamsızlara bir yenisi ekleniyor o an ve ışınlanıyor bir konak bahçesine. Konağın bahçesinde üzerini bakımsızlıktan sarmaşıklar kaplamış bir heykele dönüşüyor. Heykel, çömelmiş ve elleri ile kulaklarını kapatmış bir adamın temsili. O sırada konağın ağası, karısına dert yanıyor.

Şu oğlanı bi everemedik gitti. Gözü yanaşma Zeynep’ten başkasını görmüyor. Ne dersin, everelim mi bunları?

Tadil olan ansızın düğün davulu olarak buluyor kendini. Sırtına, yüzüne, ayaklarına, kafasına ve dahi bilumum yerine darbeler alıyor durmaksızın. Davuldan kanlar akarken düğün ışıkları kararıyor. Davul, hayır heykel, hayır tadil edilen karanlık bir boşlukta haykırarak düşüyor. Haaayııııır! Saatler süren düşüşü, yüzünde gezinen salyalı bir dil ile son buluyor. Zinciri Şener Şen’in ellerindeki karanlık yüzlü köpek yalamasını bitirir bitirmez koca arı, tadil edileni sokuyor. Vücudu şiştikçe şişiyor, hafifleyip balon gibi süzülmeye başlıyor. Özgür olduğunu hissetmeye başladığı an ayaklarından tadilat tabelasına bağlanmış olduğunu fark ediyor.

Yeni Yazı Posta Servisi

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir