Üç Kafadan Çok Ses

Kimdir Bu Üç Kafa?

Lise üçüncü sınıftaydım ve ailem ben yurtta kalıyorken ev taşımışlardı. Kiracı olmak zor mesele. Hem kiracı hem de çok çocuklu bir aile için ise bir evde uzun süre yaşayabilmek büyük başarı kabul edilebilir. Yada en azından benim ailem için böyleydi. Tabi ki bunun başlıca sebebi biz çocukların haşarılığı olsa da konumuz asla bu değil. Yurttaydım ve onlar taşındılar. Yeni evin nerede olduğunu tarif ettiler ve haftasonu iznimde yanlarına gitmek için tabanvaya bindim. Tarif edilen yere varmazdan evvel, boş bir alanda top oynayan çocukları görünce hedefim şaştı, onlarla top peşinde koşmaya başladım. Çocuklara birbirimize alışmaya başladığımızda aralarından birisi maçı durdurdu ve “Abi, bizim topumuz kötü. Şu ikinci katta Orhan abi var, topu iyi onun, onu da çağıralım mı?” Çağırdılar, geldi. Ortaokul öğrencisiydi daha.

Çok sürmedi oyunumuz, biz bıraktık çocuklar devam etti. Konuşmaya, konuştukça da birbirimize ısınmaya başladık. Elinden birçok iş geliyordu keratanın: Bana hosting nedir, domain nedir, site nasıl açılır o öğretti. Birlikte çok şeyler denedik ama yarım bıraktık hepsini yada hiç başlamadık. Irmakta yüzdük, ırmak kenarında kola çekirdek yaptık, 3 liralık 30’lu köfteleri ırmak kenarında ne eti olduğunu düşünmeden mideye indirdik. Sonra sonra Orhan’ın arkadaşı İbrahim de aramızda katıldı. Büyüdükçe ırmak kenarından kopamadık ama bu sefer ırmak kenarındaki bir kafeye sardık. Ama hep beraberdik, beraber takıldık, beraber hayaller kurduk. İbrahim de çok yetenekli bir delikanlıdır, kafasında bin tilki besler, sağdıcımdır.

Bu Kayıtlar Niçin?

Biz beraber olmayı severiz. Konuşmayı, söylemeyi, gereksiz şeyler yapmayı. İbrahim’in gitarı, Orhan’ın da sesi güzeldir. Bende ise ikisi de yok. İlk kaydımızı onlar söylerken almıştım ve “Üç Kafadan Çok Ses” adıyla paylaşmıştım youtube üzerinden. Bir kayıt daha almak istedik ve konu bile belirlemeden toplaştık. Konu da muhabbet de kendiliğinden koptu geldi. Önünü kesemedik. Kaydı kapattıktan sonra bir buçuk saat “Sanat Nedir?” sorusu üzerinden konuştuk, ardından bir o kadar da yeni bir proje üzerine planlar yaptık. Gece hayli uzun sürdü ama sadece oyunlar üzerine olan bu kayıt kaldı elimizde.

Bir Saat Ne Konuştuk?

Oyunlar hakkında konuştuk. Kendimizi bu konuda bulduk. Bilgisayarla tanıştığımız yılların oyunları ve hatıraları ile dolu bir kayıt oldu. Eğer konu ilgini çekiyorsa dinlemen memnuniyet verecektir. Fakat bilgisayar oyunları, üç adamın bilgisayar oyunları ile ilgili anıları ilgini çekmiyorsa aman diyim açıp da vaktini heba etme 🙂 Biz zamanın nasıl geçtiğini fark edemedik bile. Anladık ki, ihtiyacımız varmış böyle bir şeye. Belki kısa zaman içinde bambaşka bir konuyu daha hazırlıklı bir şekilde konuşur ve sizlerle paylaşırız. Ve yine umarım ki Kelimelerbenim yazarı Alfa Bey ile en kısa zamanda Potansiyel Podcast‘teki yayınlarımıza tekrar başlarız. Özledik.

Eğer bu yazıyı beğendiysen belki blogumda paylaştığım diğer kişisel karalamaları da okumak isteyebilirsin. Buraya tıklayarak kişisel yazılarımın bulunduğu kategoriye gidebilirsin 🌾 Sağlıcakla…

Previous Article

Eşsiz Muhabbetiyle Tuğba Gülyeşil

Next Article

Alican Özveren İle Gönül Dilinde Bir Röportaj

Write a Comment

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir