-
Her şeyi yarattığına inandığım yüce varlık, bana bir çok mucizeyi görebilmeye bir çift göz verdi ve onlar onca güzel şeye şahit oluyor ki: Sana onlardan sadece birisini anlatacağım: Baştankara ailesi. Görev yaptığım okulun bahçesi bir miktar tavşan, bir düzine tavuk, bir horoz ve bolca doğa ile doluydu. Bu bahsini ettiğim güzelliklere ek olarak ağaçlara astığımız […]
-
Yalıçapkını sesi: İnce tiz bir ses ve kısa kısa, ard arda. Sesin ona ait olduğunu görmeden bilebilecek kadar aşina değilim. Hatta ilk kez fotoğraf karelerinden bağımsız görüyorum. Sahil kenarındayım, iki taneler, birisi minik bir balık yavrusu tutmuş denizden, diğeri onun rızkının peşinde. Kavgalarının oluşturduğu ses benim için şahane bir müzikal. Ve kazanan balığın yakalayanı.. yavru […]
-
firuze hazretlerinin ikinci işçisi Karınca kolonisi hobisini sana uzun uzadıya anlatamam belki ama kısaca özet geçmeliyim ki neler döndüğünü fark edebilesin: Çiftleşme döneminde büyük karınca kolonileri prens ve prenseslerini çiftleşme uçuşu için bir yağmur sonrası serinliğinde gökyüzüne salıyor. Çocukken uçan karınca diye peşlerinde koşturduğumuz karıncalar aslında prens ve prenseslerimiz. Çiftleşme uçusuna çıkan ve döllenen prenseslerimiz […]
-
Ali Ural kendini bir cümle ya da bir şiir ile anlatmak istese, nasıl cümleler paylaşır bizimle? Muhteva şiirindeki “Herkes biliyor hiç kimsenin bilmediğini,” mısrasıyla cevap verebilirim sorunuza. Hem herkes biliyor, hem hiç kimse bilmiyor. O insandır işte. Kendini kim hakikati üzere tanıyabilmiş ki ben tanıyayım. Herkesin kendini tanıtmaya çalıştığı bu dünyada aynaya bakmak en iyisi. […]
-
yıldızlar operası ve bir tatlı huzur İnternet ekipler amiri M. Serdar Kuzuloğlu, insanlığın sessizliğe ve hatta yapay ışıklardan uzak kalmaya ne kadar çok ihtiyaç duyduğundan bahsediyordu son yazısında. Oldukça sıradan olabilecek şu paragraf, yanı başımda cereyan eden onca güzelliği elimin tersiyle nasıl ittiğimi hatırlattı. HEPİMİZİN GÖĞÜNDE AYNI YILDIZLAR VAR. AMA NEDENSE ÇOK AZIMIZ ONLARA ŞAHİT […]
-
Uzun ve sıcak bir yazın ardından yağmur yağan memleketin çocukları evlerine sinip de camların ardından bakamazlar yağan taneciklere. Dışarı atarlar kendilerini, yağmurun altında yürür, her yanda peyda olan ilginç kokuyu ciğerlerine çekerler. Bazı delilerde abartır gezmeyi, yağmur dinse de dinmese de durdurak bilmez, ha babam yürür. Yürüdüm. Aslında amacım bir önceki günde de hafifçe serpiştirmiş […]