Yuvamıza ilk kez adım atanlara.. Şimdi şöyle yapıyoruz: Karganız dilindekileri parça parça ortalığa saçıyor, siz de dilerseniz okuyor, dilerseniz bakıp geçiyorsunuz 😉 Eğer diğer arzuhâllere göz atmak dilersen buraya tıklaman yeterli.
…Yol..
Gözümün önünde karanlık ve durmaksızın hareket eden bir perde. Korunun içinden çıtırtılar geliyor. Kümesin tavuklarına dadanan tilki olsa gerek yada sobasını tutuşturmak için çalı çırpı toplayan bir ihtiyar. Sakin ve güneşi harsız bir günde yürüyorsan eğer bu yolda, koyunları için kestiği dalları sırtına yüklenmiş, iki büklüm olsa da ödüllü bir Anadolu kadını fotoğrafı edasıyla yürüyen komşu nineyi görebilirsin. Perdeyi oluşturan mucur sürüsü musallat olacakları, pis kokulu bir hedefe yöneliyor. Yolum, huzurla eş anlamda.
3a.y. 13.02.2019
Ölümle gelen adalet
Jolly Llb, Hindistan’daki adalet sistemini eleştiren, birbirinden bağımsız iki filmden oluşan bir seri. Bizim konu aldığımız Jolly Llb 2, başarolünde Akshay Kumar ve Huma Qureshi’nin olduğu, dram ağırlıklı bir film. Akshay Kumar’ın canlandırdığı Jolly, şehrin en ünlü avukatlarından biri olan Mr. Rizvi’nin yardımcısı olarak avukatlık(!) yapmaktadır. Yardımcılığı, hizmetçilik seviyesinde takılı kalan Joly’nin hayalleri çok daha büyüktür: Kendi avukatlık bürosunu açmayı ve ünlü bir avukat olmayı arzulamaktadır. Fakat önünde Hindistan’ın doğasından kaynaklı olarak büyük engeller vardır: Babası, yardımcılığını yaptığı Mr. Rizvi’nin, ömrünce sekreterliğini yaptığı için insanların gözünde Jolly, her ne kadar avukatlık ehliyetini almış olsa da bir sekreterden öteye gidemeyecektir.
(Bu düşüncenin temelinde Hint kast sisteminin insanların hayatlarına her alanda ve adımda müdahil olmasından kaynaklanmaktadır.) Jolly’nin avukatlık ofisini açmak hayali gözünü öylesine kör eder ki, kocası için adalet arayan çaresiz bir kadını kandırır.. ondan aldığı para ile ofisi için gerekli parayı tamamlar. Fakat yaptığı bu hata, iki kişinin ölümüne sebep olur. Jolly, pişmanlık ateşinde kavrulurken büyük bir mesuliyet alarak ölümüne sebep olduğu kadının davasını üstlenir. Aldığı dava ile Hindistan’ın en büyük sorunlarından birisi olan polis teşkilatının pis yüzünü karşısına almış ve kendi hayatını ve hatta avukatlık ehliyetini tehlikeye atmıştır. (Hint filmlerini dansları yüzünden sevmeyenlere duyurulur: film boyunca bir tanecik dans sahnesi var ve sadece 3 dakika)
Ağlatan çok güzel hareketler
Çok Güzel Hareketler Bunlar geri döndü ve youtube birden onun bölümleriyle doldu. Yuvamda televizyon yok.. kullanmam ve olsun da istemem.. ayrıca internetin varlığı televizyon işini de görüyor sayılır. Karşıma çıkan skeçlerden bir tanesini izleyince onu takiben Adım Taner skeci geldi. Şu vakte kadarki işlerinde komedinin sadece gülünsün yeter kısmını sahneleyen ÇGHB, bu sefer beni yanılttı ve ağlattı. Dram ve onun içindeki tatlı komedi. Ne alaka ağlamak, abartma sende, sulugöz vb. ithamları şimdiden kabullenerek, sadece bu skeci izlemeniz konusunda tavsiyede bulunuyorum. Programın geri kalan kısmını bu skecin kalitesinden etkilenerek izlesem de birkaç ince nokta hariç pek etkilendiğimi söyleyemem.
